Hayvan sağlığı artık sadece veteriner hekimlerin veya hayvancılıkla uğraşanların değil, herkesin ortak meselesi! Gıda güvenliğinden halk sağlığına, çevre sürdürülebilirliğinden ekonomik dengelere kadar pek çok alan, hayvan sağlığıyla iç içe geçmiş durumdadır. Bu gerçeği uluslararası düzeyde ortaya koyan kapsamlı bir kilometre taşı, Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (WOAH) tarafından 23 Mayıs 2025’te yayımlanan “Dünya Hayvan Sağlığının Durumu 2025” başlıklı ilk küresel rapor oldu. Geleceğe yönelik önemli bir çağrı niteliği taşıyan rapor iki bölümden oluşuyor.
Raporun ilk bölümü, hayvan hastalıklarıyla mücadelede aşılamanın rolünü vurgulamaktadır. Veteriner hekimlerin özverili çalışmalarıyla yürütülen aşılama programları, yalnızca hayvanları değil, tüm toplumu korumaktadır. Kuduz, bruselloz, kuş gribi gibi zoonotik hastalıklar, zamanında ve etkili aşılama sayesinde önlenebilmektedir. Bu hastalıklar, hem halk sağlığı hem de ekonomik açıdan ciddi riskler barındırıyor. Bu nedenle hayvanlarla ilgili aşı programları, toplum sağlığının ilk ve en güçlü savunma hattı konumundadır. Bu hattın sağlam kalabilmesi için aşı üretiminde süreklilik, güvenli tedarik zincirleri ve sahada görev yapan veteriner sağlık çalışanlarına kesintisiz destek şarttır.
Raporun birinci bölümünde “Türkiye Cumhuriyeti’nin şap hastalığına karşı başarılı mücadelesi” başlıklı bölümde ülkemizde 2023 yılında hayvancılık sektörüne yönelik büyük bir tehdit olarak ortaya çıkan şap hastalığının SAT-2 serotipine verilen hızlı yanıtla ilgili bilgiler yer almaktadır.
“Dünya Hayvan Sağlığının Durumu 2025” raporunun ikinci bölümü, dünya genelindeki hayvan sağlığı verilerinin analitik bir dökümünü sunarak, ulusal ve uluslararası düzeyde veriye dayalı politika üretiminin önemini anlatmaktadır. Hastalıkların erken teşhisi, etkili bildirim sistemlerinin varlığı ve bölgesel izleme ağlarının işlerliği; sadece ülke içinde değil, sınır ötesi risklerin de yönetilmesi açısından kritik öneme sahiptir. Çünkü hayvan hastalıkları ulusal sınırları tanımıyor; bu nedenle bilgi paylaşımı ve eşgüdüm, etkili mücadele için vazgeçilmezdir. Türkiye de dahil olmak üzere ülkelerin bu küresel iş birliği sistemlerine aktif katılımı, yalnızca bölgesel değil, küresel güvenliğe de büyük katkı sağlamaktadır.
Raporda öne çıkan ve altı çizilen bir diğer kavramsal çerçeve ise “Tek Sağlık” yaklaşımı. İnsan, hayvan ve çevre sağlığı arasındaki sarsılmaz etkileşim, artık görmezden gelinemeyecek kadar açıktır. Yeni hastalıkların %70’inin hayvan kökenli olduğu bilgisi, bu yaklaşımın ne denli yerinde ve zorunlu olduğunu kanıtlamaktadır. Veteriner hekimler, sahada yalnızca hayvanların tedavisiyle değil; zoonotik hastalıkların kontrolü, gıda güvenliği, antimikrobiyal dirençle mücadele gibi insan sağlığını doğrudan ilgilendiren birçok başlıkta da görev yapmaktadır. Bu çok yönlü görev tanımı, onların halk sağlığı sisteminin vazgeçilmez aktörleri olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
WOAH tarafından yayımlanan “Dünya Hayvan Sağlığının Durumu 2025” raporu, yalnızca teknik bir değerlendirme değil, aynı zamanda güçlü bir politika çağrısıdır. Bu çerçevede öne çıkan politika önerileri aşağıdaki şekilde sıralanabilir;
- Veteriner sağlık hizmetlerine yönelik kamu yatırımları artırılmalıdır. Aşılama programları, laboratuvar altyapısı ve saha hizmetleri acilen güçlendirilmeli.
- Ulusal hayvan sağlığı verileri güvenilir biçimde toplanmalı, dijital sistemlerle izlenmeli ve uluslararası kuruluşlarla şeffafça paylaşılmalıdır.
- Veteriner hekimlerin karar alma süreçlerine etkin katılımı sağlanmalı; özellikle yerel yönetimler ve kamu sağlığı programlarında daha aktif rol üstlenmeleri teşvik edilmelidir.
- Tek Sağlık yaklaşımı, mevzuat ve kurumsal yapılar düzeyinde somutlaştırılmalı; sağlık, çevre ve tarım politikaları arasında kapsamlı bir eşgüdüm sağlanmalıdır.
- Toplumda hayvan sağlığının önemi konusunda farkındalık oluşturulmalı; medya, sivil toplum ve eğitim sistemine bu konuda aktif görev verilmelidir.
Hayvan sağlığına yatırım yapmak, sadece hayvancılık sektörünü güçlendirmek değil; gıda güvenliğini sağlamak, yeni salgınları önlemek ve çok daha sağlıklı bir gelecek inşa etmek anlamına gelmektedir. Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü’nün bu ilk kapsamlı küresel raporu, hayvan sağlığının neden tüm toplumun ortak meselesi olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Şimdi, kamu kurumlarından sivil topluma, yerel yönetimlerden bireylere kadar herkesin şu hayati soruyu sormasının zamanı: Sağlıklı bir toplum için hayvan sağlığını ne kadar önemsiyoruz ve bunun için ne kadar çaba harcamaya hazırız?
