Skip to content
VETERİNER HALK SAĞLIĞI ve TOPLUMSAL ÇALIŞMALAR DERNEĞİ

VETERİNER HALK SAĞLIĞI ve TOPLUMSAL ÇALIŞMALAR DERNEĞİ

Tek Tıp, Tek Sağlık

  • Hakkımızda
    • Dernek Kurucularımız
    • Tüzüğümüz
    • Kuruluş Bildirgesi
    • Yönetim Kurulu
    • Üyelik İşlemleri
  • Çalışmalarımız
    • Etkinlikler
    • Basın Açıklamalarımız
  • Bilgi Bankası
    • Mevzuat
    • Yayınlarımız
    • Bilimsel Makaleler
  • Tek Sağlık
    • Dünyada Tek Sağlık
    • Türkiye’de Tek Sağlık
  • Bağlantılar
    • TVHB ve Odalar
    • Veteriner Fakülteleri
    • Dernekler
  • İletişim
  • Toggle search form

ZOONOTİK HASTALIKLAR ALARM VERİYOR: TÜRKİYE’DE TEK SAĞLIK ŞART!

Posted on 6 Temmuz 20256 Temmuz 2025 By vhsd Yorum yok ZOONOTİK HASTALIKLAR ALARM VERİYOR: TÜRKİYE’DE TEK SAĞLIK ŞART!

Tarihteki ilk başarılı aşı, kuduz hastalığına karşı 6 Temmuz 1885’te, Louis Pasteur ve meslektaşları tarafından bir çocuğa uygulanmıştır. Bu bilimsel dönüm noktası yalnızca bir çocuğun hayatını kurtarmakla kalmadı; aynı zamanda insanlık tarihinde zoonotik hastalıklara karşı verilen mücadelenin de başlangıç noktası oldu. İşte bu nedenle her yıl 6 Temmuz, Dünya Zoonoz Günü olarak kutlanmakta ve insan, hayvan ve çevre sağlığı arasında kopmaz bağlara dikkat çekilmektedir.

Zoonozlar hayvanlardan insanlara bulaşabilen enfeksiyonlardır. Dünya genelinde bilinen bulaşıcı hastalıkların yaklaşık % 60’ı ve yeni ortaya çıkanların % 75’i zoonozdur. Bu oranlar, sadece halk sağlığını değil; tarım, hayvancılık, gıda güvenliği, geçim kaynakları ve ekosistem dengelerini de etkileyen çok boyutlu bir tehdidin varlığına işaret etmektedir.

Zoonotik hastalıkların yayılımı, çoğunlukla insan-hayvan-çevre arayüzünde gerçekleşmektedir. Tarım arazileri, kırsal yaşam, yaban hayatı ile iç içe geçmiş alanlar ve küreselleşme ile birlikte artan insan, hayvan ve ürün hareketliliği bu riskleri büyütmektedir. Gıdayla, suyla, vektörlerle (sivrisinekler, keneler), enfekte hayvanlarla doğrudan temasla ya da dolaylı olarak çevresel kontaminasyon aracılığıyla bulaşan bu hastalıklar, modern toplumların sağlık sistemlerine büyük bir yük getirmektedir.

Türkiye, coğrafi konumu, iklim yapısı, tarım ve hayvancılığın yaygınlığı, yaban hayatı çeşitliliği ve kırsal nüfus yoğunluğu nedeniyle zoonotik hastalıklar açısından yüksek riskli ülkelerden biridir. Bu risk, özellikle son yıllarda artış gösteren Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) gibi vakalarla daha görünür hale gelmiştir.

Bu bağlamda, zoonotik hastalıklarla etkin mücadele ancak “Tek Sağlık” yaklaşımı ile mümkündür. İnsan sağlığı, hayvan sağlığı ve çevre sağlığını bir bütün olarak ele alan bu model, sadece tehlikeyi bertaraf etmekle kalmaz; aynı zamanda gelecekteki pandemilerin önlenmesi için de en sağlam stratejik çerçeveyi sunar.

Zoonozlar, hem küresel hem de yerel ölçekte sağlık sistemlerini tehdit eden en önemli enfeksiyon kaynaklarından biridir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (WOAH), Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) gibi kuruluşlar, zoonotik hastalıkların dünya genelinde sağlık, gıda güvenliği, biyolojik çeşitlilik ve ekonomik istikrar üzerinde doğrudan etkili olduğunu sürekli olarak vurgulamaktadır.

Ebola, SARS, MERS, Kuş Gribi (H5N1), Domuz Gribi (H1N1) ve son olarak COVID-19 gibi pandemilere neden olan patojenlerin neredeyse tamamı hayvan kökenlidir. Ancak çok daha az dikkat çeken, ama her yıl milyonlarca insanı etkileyen “sessiz zoonozlar” da mevcuttur: Bruselloz, tüberküloz, şarbon, leptospiroz, salmonelloz ve toksoplazmoz gibi hastalıklar, özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde yaygındır. Bu hastalıklar çoğu zaman teşhis edilemeden ya

Türkiye, iklim kuşağı, biyolojik çeşitliliği, tarıma ve hayvancılığa dayalı ekonomisi ile zoonotik hastalıklar açısından yüksek risk profiline sahip ülkelerden biridir. Tarım ve Orman Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve çeşitli akademik çalışmalar, ülkemizde sık görülen bazı önemli zoonozları şu şekilde sıralamaktadır:

  • Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA)
  • Bruselloz
  • Tüberküloz (zoonotik türler)
  • Şarbon
  • Leptospiroz
  • Kuş Gribi
  • Salmonelloz
  • Ekinokokkozis (kist hidatik)

Bu hastalıklar çoğu zaman kırsal bölgelerde yaşayanlar, hayvancılıkla uğraşanlar, veteriner hekimler, mezbaha çalışanları, orman işçileri ve sağlık personeli gibi meslek gruplarını doğrudan etkilerken; ihmal edildiklerinde şehir yaşamına da hızla yayılma potansiyeline sahiptir.

Risk Etkenleri; Türkiye’de zoonotik hastalıkların yüksek yayılım potansiyeline sahip olmasının temel nedenleri şunlardır:

  • Keneler ve diğer vektörlerin yaygınlığı (özellikle İç Anadolu, Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde)
  • Yaygın ve geleneksel hayvancılık uygulamaları
  • Yetersiz biyogüvenlik önlemleri
  • Tarım ve hayvancılık sektöründeki kayıt dışılık
  • Veteriner halk sağlığı altyapısının zayıflığı
  • İnsan-hayvan etkileşiminin yoğunluğu (özellikle kırsalda)
  • İklim değişikliğinin etkisiyle artan vektör hareketliliği ve zoonotik patojenlerin yayılma alanının genişlemesi

Gıda Zinciri ve Zoonozlar; Ayrıca Türkiye’de gıda güvenliği ile ilgili denetim ve izleme sistemlerinin yeterince entegre çalışmaması da zoonotik riskleri artırmaktadır. Süt, et, yumurta gibi hayvansal ürünlerin üretim, işleme ve tüketim zincirinde yaşanan hijyen açıkları; Salmonella, Brusella ve E. coli gibi patojenlerin halk sağlığını tehdit etmesine yol açmaktadır.

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), Türkiye’nin karşı karşıya olduğu en ciddi zoonotik tehditlerden biridir. İlk olarak 1940’larda Kırım’da tanımlanan ve 1956’da Kongo’da bildirilen bu hastalık, günümüzde Orta Asya’dan Balkanlar’a, Ortadoğu’dan Afrika’ya kadar geniş bir coğrafyada görülmektedir. Türkiye, coğrafi konumu ve ekolojik özellikleri nedeniyle endemisite düzeyi yüksek ülkelerden biridir. Özellikle İç Anadolu, Karadeniz, Doğu Anadolu ve Orta Karadeniz bölgeleri, vaka yoğunluğu bakımından öne çıkmaktadır.

KKKA Nedir? KKKA, Nairoviridae ailesine ait bir virüsün neden olduğu, insanlarda ciddi ve zaman zaman ölümcül seyreden bir hastalıktır. İnsanlara çoğunlukla Hyalomma türü kenelerin ısırmasıyla bulaşır. Bununla birlikte, enfekte hayvanların kanı veya dokularıyla temas eden kişilerde de bulaş riski bulunmaktadır. Virüs taşıyan hayvanlar (özellikle sığır, koyun, keçi) hastalığı belirtisiz geçirdikleri için taşıyıcı olarak bulaş zincirinde rol oynarlar.

Türkiye’de KKKA’nın Seyri; KKKA, Türkiye’de ilk kez 2002 yılında tanımlanmış; ancak geçmişe dönük yapılan serolojik taramalar, hastalığın 1990’lı yıllardan itibaren var olduğunu göstermektedir. 2002’den bu yana vaka sayısı yıllara göre değişiklik gösterse de özellikle yaz aylarında (kenelerin aktif olduğu dönemde) artış eğilimi sergilemektedir. 2020’li yıllarda ortalama yıllık vaka sayısı 1000’in üzerindedir ve her yıl ölümle sonuçlanan vakalar da görülmektedir.

Yıl Vaka Sayısı Ölüm
2020 1220 18
2021 1342 27
2022 1069 22
2023 1193 25

Kaynak: T.C. Sağlık Bakanlığı, DSÖ, saha verileri

Kimler Risk Altında?

  • Tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar
  • Çobanlar, kasaplar, mezbaha çalışanları
  • Veteriner hekimler ve veteriner sağlık teknisyenleri
  • Sağlık çalışanları (ikincil bulaş riski nedeniyle)
  • Doğa yürüyüşçüleri, kampçılar ve orman işçileri

Mücadeledeki Zorluklar; KKKA’nın kontrolü yalnızca sağlık hizmetleriyle sınırlı değildir; çok sayıda sektörü ilgilendiren, çok yönlü bir yaklaşım gerektirir. Ancak Türkiye’de mücadelede karşılaşılan bazı yapısal sorunlar şunlardır:

  • Kenelere yönelik mücadelede sürdürülebilirlik eksikliği
  • Veteriner saha personeli sayısının ve yetkisinin yetersizliği
  • Hayvanlar üzerindeki virolojik taramaların zayıflığı
  • Halkın bilgi eksikliği ve kişisel korunma önlemlerinin yetersizliği
  • Veri paylaşımı ve izleme sistemlerinin parçalı yapısı
  • Erken uyarı ve epidemiyolojik analiz kapasitesinin sınırlılığı

KKKA ve Veteriner Hekimliğin Stratejik Rolü; KKKA gibi vektör kaynaklı zoonotik hastalıklarla mücadelede veteriner hekimler, yalnızca hayvan sağlığı değil halk sağlığı açısından da ön saflarda yer alır. Tarımsal üretim alanlarında erken teşhis, sürveyans, hayvanlardan kaynaklı risklerin belirlenmesi ve kontrolü, eğitim ve koruyucu hizmetler veteriner hekimlerin sorumluluğundadır. Ne yazık ki Türkiye’de veteriner hekimlerin bu alandaki potansiyeli çoğu zaman sınırlı görev tanımları ve kurumsal eşgüdüm eksikliği nedeniyle yeterince etkin kullanılamamaktadır.

Zoonotik hastalıkların çoğunun hayvan kaynaklı olduğu ve insanlara çeşitli yollarla bulaştığı düşünüldüğünde, sağlık kavramını yalnızca insanla sınırlamak artık mümkün değildir. İnsan, hayvan ve çevre sağlığını bir bütün olarak ele alan Tek Sağlık (One Health) yaklaşımı, bu nedenle yalnızca ideal değil, zorunlu bir halk sağlığı stratejisidir.

Tek Sağlık Nedir? Tek Sağlık yaklaşımı, farklı disiplinlerin (tıp, veteriner hekimlik, çevre bilimleri, halk sağlığı, biyoloji, epidemiyoloji, sosyoloji vb.) iş birliği içinde çalışarak insan, hayvan ve çevre sağlığını birlikte korumayı amaçlayan entegre bir modeldir. Bu yaklaşım:

  • Hastalıkları kaynağında önlemeyi,
  • Riskleri erken belirlemeyi,
  • Kurumlar arası koordinasyonu sağlamayı,
  • Veri ve bilgi paylaşımını kolaylaştırmayı,
  • Kriz dönemlerinde etkili müdahale etmeyi mümkün kılar.

Neden Tek Sağlık?

  1. Zoonotik Hastalıkların Doğası Gereği; Birçok zoonoz, hayvanlarda belirti göstermeden yayılabilir. Hastalıklar, hayvanlarda tespit edilmeden insana ulaştığında geç kalınmış olur. Hayvan sağlığında erken teşhis, insan sağlığına yapılan en büyük yatırımdır.
  2. Etkili Müdahale İçin Saha Bilgisine İhtiyaç; KKKA gibi hastalıklarda kenelerin dağılımı, hayvan hareketleri, iklim koşulları ve çevresel faktörlerin takibi; yalnızca tıbbi değil, veteriner ve çevresel bilgiye dayalıdır.
  3. Küresel Eğilimlerle Uyum; Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (WOAH), FAO ve UNEP 2022 yılında “Tek Sağlık Dörtlüsü” adı altında ortak bir eylem planı yayınlamıştır. Bu plan, ülkelerin entegre sağlık sistemleri kurmalarını tavsiye etmekte; insan sağlığı hizmetleriyle veteriner sağlık hizmetlerinin eşgüdüm içinde çalışmasını zorunlu kılmaktadır.
  4. Salgınlara Hazırlıklı Olmak; COVID-19 pandemisi, hazırlıksız yakalanmanın ne denli yıkıcı olabileceğini göstermiştir. Gelecekteki pandemilerin büyük olasılıkla hayvan kökenli olacağı öngörülmektedir. Bu risklere karşı disiplinlerarası erken uyarı sistemleri ancak Tek Sağlık modeliyle geliştirilebilir.
  5. Türkiye’de Artan Riskler; İklim değişikliği, tarımsal alanların ekolojik sınırları zorlaması, yaban hayatla etkileşimin artması ve kentleşme gibi nedenlerle Türkiye’de zoonotik riskler daha da karmaşık hale gelmektedir. Bu durum, farklı uzmanlık alanlarının entegre çalışmasını bir seçenek değil, zorunluluk haline getirmiştir.

Tek Sağlık = Ortak Akıl + Ortak Sorumluluk; Tek Sağlık yaklaşımı; hekimlerin, veteriner hekimlerin, çevre mühendislerinin, biyologların ve halk sağlığı uzmanlarının “aynı masada buluştuğu” bir iş birliği modelidir. Ancak bu iş birliği yalnızca bilimsel çerçevede kalmamalı; politika üretim süreçlerine, kurumsal yapılara, bütçelere ve eğitim müfredatlarına da yansıtılmalıdır.

Zoonotik hastalıklarla mücadelede veteriner hekimler, yalnızca hayvan sağlığının değil, toplum sağlığının da koruyucularıdır. Tek Sağlık yaklaşımının temel taşlarından biri olan veteriner hekimlik, hem sahada hem de politika düzeyinde vazgeçilmez bir role sahiptir. Ancak Türkiye’de bu rol çoğu zaman görmezden gelinmekte, sistemin dış çeperlerine itilmekte veya yalnızca hayvan tedavisiyle sınırlandırılmaktadır.

Veteriner Hekimlerin Zoonozlardaki Temel Görevleri

  1. Hayvanlarda Hastalıkların Erken Teşhisi; Zoonotik patojenlerin çoğu hayvanlarda asemptomatik seyreder. Veteriner hekimler, rutin muayeneler ve sürveyans çalışmaları yoluyla bu hastalıkları henüz insanlara bulaşmadan tespit edebilir.
  2. Saha Taramaları ve Epidemiyolojik İzleme; Köylerde, çiftliklerde, mezbahalarda veya yaban hayatında yapılan kontroller; zoonotik hastalıkların haritalanmasını ve bulaş yollarının belirlenmesini sağlar. Bu bilgiler halk sağlığı kurumları için önemli bir karar destek sistemidir.
  3. Gıda Güvenliği Denetimleri; Et, süt, yumurta ve diğer hayvansal ürünlerin hijyenik ve güvenli üretimi, zoonotik hastalıkların yayılmaması açısından kritik önemdedir. Veteriner hekimler, bu ürünlerin tüm üretim ve işleme zincirinde denetim görevi üstlenir.
  4. Aşılama ve Koruyucu Hekimlik; Hayvanların kuduz, bruselloz gibi zoonotik hastalıklara karşı aşılanması, toplum genelinde bulaş riskini azaltır. Aşılama kampanyaları çoğu zaman kırsal sağlık sisteminin temel yapı taşıdır.
  5. Halkın ve Çiftçilerin Eğitimi; Kırsal alanlarda hastalıkların yayılması çoğu zaman bilgi eksikliğinden kaynaklanır. Veteriner hekimler, hayvan sahiplerine hem hastalık belirtileri hem de korunma yolları hakkında doğrudan eğitim verebilen nadir sağlık profesyonellerindendir.

KKKA Örneğinde Veteriner Hekimlerin Önemi; KKKA gibi vektör kaynaklı zoonotik hastalıklarla mücadelede veteriner hekimlerin rolü hayati önemdedir. Keneler, sadece insanları değil, hayvanları da enfekte eder. Ancak Türkiye’de kenelerle mücadelede veteriner teşkilatına verilen görevler sınırlı ve kurumsal altyapı yetersizdir. Tarımsal üretim alanlarında hayvanların üzerindeki kenelerle etkin mücadele edilmeden, insanlara yönelik alınan önlemler kalıcı sonuç vermez.

Veteriner hekimler ayrıca, mezbaha ve hayvan pazarı gibi yüksek riskli alanlarda zoonozların kontrolü açısından da anahtar konumdadır. Ancak bu alanlarda denetimlerin zayıf olması, halk sağlığı açısından ciddi açıklar yaratmaktadır.

Türkiye’de Veteriner Hekimlik Alanındaki Yapısal Sorunlar

  • Veteriner halk sağlığına özel bir genel müdürlük veya daire başkanlığının olmayışı
  • Veteriner hekimlerin Sağlık Bakanlığı bünyesinde yeterince temsil edilmemesi
  • Tarım ve Orman Bakanlığı içinde veteriner hizmetlerinin parçalı ve dağınık yapıda olması
  • Kırsalda çalışan veteriner sağlık personelinin sayıca ve teknik açıdan yetersiz olması
  • Veteriner hekimliğin eğitim müfredatında halk sağlığı odaklı içeriklerin azlığı

Gelişmiş ülkelerde, veteriner hekimlik kamu sağlığının stratejik bileşenlerinden biri olarak tanımlanır. Zoonozlarla mücadele veteriner hekimlerin öncülüğünde yürütülür. Türkiye’de de bu yapının güçlendirilmesi, yalnızca hayvan refahı açısından değil; insan hayatı, ekonomik güvenlik ve gıda sisteminin sürdürülebilirliği açısından da elzemdir.

Türkiye’de zoonotik hastalıkların yaygınlığı ve halk sağlığı üzerindeki etkisi dikkate alındığında, Tek Sağlık yaklaşımının kurumsallaşması ve uygulanması büyük bir zorunluluktur. Ancak mevcut yapılar incelendiğinde, bu yaklaşımın hâlâ teorik düzeyde kaldığı; uygulamada ise çeşitli kurumsal, yasal ve yapısal engellerle karşılaşıldığı görülmektedir.

Mevcut Eksiklikler

  1. Kurumsal Eşgüdüm Sorunu; Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı gibi farklı kurumlar zoonotik hastalıklarla mücadelede rol sahibidir. Ancak bu kurumlar arasında sistematik bir koordinasyon mekanizması bulunmamaktadır. Ortak risk analizleri, veri paylaşımı, izleme ve erken uyarı sistemleri çoğu zaman kopuk ya da geç işlemektedir.
  2. Veteriner Hekimlik Sisteminin Zayıf Temsili; Veteriner hekimler zoonotik hastalıklarla doğrudan ilişkili olmasına rağmen, Türkiye’de sağlık politikalarının belirlenmesinde yeterince yer alamamaktadır. Sağlık Bakanlığı bünyesinde veteriner hekim kadrolarının olmayışı, bu meslek grubunun Tek Sağlık sistemindeki potansiyelini sınırlamaktadır.
  3. Saha Uygulamalarında İnsan Kaynağı ve Lojistik Eksiklik; Kırsal alanlarda veteriner sağlık hizmetlerinin zayıflığı, hayvan hastalıklarının zamanında tespit edilememesine neden olmakta, bu da hastalıkların insanlara yayılmasını kolaylaştırmaktadır. Ayrıca, zoonoz riski yüksek bölgelerde yerel sağlık personelinin Tek Sağlık eğitimi ve farkındalığı sınırlıdır.
  4. Veri Paylaşımı ve Bilimsel İzleme Yetersizliği; Zoonotik hastalıkların dağılımı, sıklığı ve mevsimsel özellikleri ile ilgili veriler çeşitli kurumlarda dağınık şekilde bulunmakta; bu veriler hem kamuoyuyla hem de birbirleriyle etkin bir şekilde paylaşılmamaktadır. Bu durum, erken uyarı sistemlerinin ve bilim temelli müdahale stratejilerinin geliştirilmesini zorlaştırmaktadır.

Politika ve Uygulama Önerileri

  1. Ulusal Tek Sağlık Koordinasyon Mekanizması Kurulmalı; Sağlık, tarım, çevre ve akademi temsilcilerinin katılımıyla çalışan, karar alma yetkisine sahip, sürekli işleyen bir “Tek Sağlık Yüksek Kurulu” oluşturulmalıdır.
  2. Veteriner Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Kurulmalı; Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde ya da bağımsız olarak faaliyet gösterecek bir Veteriner Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, hem zoonotik hastalıklarla mücadele hem de gıda güvenliği açısından merkezi bir rol oynamalıdır.
  3. Yerel Düzeyde Tek Sağlık Birimleri Oluşturulmalı; İl ve ilçe düzeyinde sağlık ve tarım müdürlüklerinin koordinasyonunu sağlayacak yerel Tek Sağlık masaları oluşturulmalı; saha personeli ortak çalışmalara dahil edilmelidir.
  4. Veri Paylaşım Altyapısı Güçlendirilmeli; Zoonotik hastalıkların izlenmesi için ortak bir ulusal veri tabanı oluşturulmalı; veteriner ve insan sağlığı laboratuvarlarının sonuçları merkezi bir sistemde toplanmalıdır.
  5. Eğitim ve Farkındalık Artırılmalı; Veteriner, insan sağlığı ve çevre alanındaki öğrenciler Tek Sağlık temelinde yetiştirilmeli; kırsal sağlık personeline, çiftçilere ve risk altındaki meslek gruplarına yönelik yaygın farkındalık kampanyaları düzenlenmelidir.
  6. KKKA Özelinde Entegre Mücadele Stratejisi Geliştirilmeli; KKKA vakalarının yoğun olduğu bölgelerde hem insanlar hem de hayvanlar üzerindeki vektör yükünü azaltmaya yönelik bölgesel mücadele planları hazırlanmalı; bu planlar veteriner hekimler ve yerel yöneticilerin iş birliğiyle uygulanmalıdır.

Bu yapısal ve pratik adımlar atılmadığı sürece, Türkiye zoonotik hastalıkların getirdiği sağlık, ekonomik ve sosyal risklerle karşı karşıya kalmaya devam edecektir.

6 Temmuz Dünya Zoonoz Günü, sadece bir tarihi hatırlama günü değil, aynı zamanda toplumları harekete geçmeye çağıran bir uyarıdır. Geçmişte yaşadığımız pandemiler ve hâlen mücadele ettiğimiz zoonotik hastalıklar, bize insan sağlığının hayvan ve çevre sağlığıyla ne denli iç içe olduğunu açıkça göstermiştir. Bu gerçekle yüzleşmek, bugünün en büyük halk sağlığı sorumluluklarından biridir.

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) örneği, Türkiye’nin zoonotik hastalıklar karşısında ne kadar kırılgan olduğunu gözler önüne sermektedir. Her yaz yeniden alevlenen vaka artışları, kırsalda yaşanan can kayıpları, yetersiz saha hizmetleri ve koordinasyon eksikliği; bu tehdide karşı hâlâ bütüncül bir çözüm oluşturamadığımızı göstermektedir.

Bu tablonun karşısında en güçlü yanıt, Tek Sağlık yaklaşımının uygulanabilir, etkili ve kurumsal bir modele dönüştürülmesidir. İnsan, hayvan ve çevre sağlığını birbirinden ayrı düşünmek, sadece bilimsel olarak değil, etik olarak da artık kabul edilemez bir yaklaşımdır.

Veteriner hekimlik, bu bütüncül modelin yalnızca destekleyicisi değil, kurucu unsurlarından biridir. Hayvan hastalıklarının önlenmesinde, gıda güvenliğinin sağlanmasında, kırsal sağlık hizmetlerinin sunulmasında ve salgınların erken tespitinde veteriner hekimlerin rolü yaşamsaldır. Türkiye’de bu meslek grubunun karar alma süreçlerine daha fazla dahil edilmesi, sadece mesleki bir talep değil; toplum sağlığı açısından stratejik bir gerekliliktir.

Zoonotik hastalıklar sınır tanımaz. Bu nedenle çözüm de yalnızca bir kurumun, bir meslek grubunun ya da bir ülkenin omzunda olamaz. Bilim insanları, karar vericiler, sağlık çalışanları, çiftçiler, yerel yöneticiler ve vatandaşlar; herkes bu denklemin bir parçasıdır. Gelecekteki salgınları önlemek, ancak bu ortak sorumluluğu kabul etmekle mümkündür.

Tek Sağlık bir slogan değil, bir eylem planıdır. Bu eylem planını hayata geçirmekte geç kalmak, yalnızca sağlık sistemini değil; ekonomiyi, sosyal yaşamı ve doğayı da riske atmak demektir.

  • Bugünü anlamadan geleceği kurtaramayız.
  • Hayvan sağlığına yatırım, insan hayatına yatırımdır.
  • Tek Sağlıkla dirençli toplumlar, güvenli gıda ve sağlıklı bir gelecek mümkündür.

 

2025 Yılı Dünya Zoonoz Günü Basın Açıklamamız

Hayvan Sağlığı, One Health, Tek Sağlık, Veteriner Halk Sağlığı, Veteriner Otorite Şart, Zoonozlar Tags:#Bağımsız Veteriner Otorite Şart, #Hayvan Sağlığı, #One Health, Dünya Zoonoz Günü, Gıda Güvenliği, Hastalık önleme, KKKA, Kuduz, Tek Sağlık, Zoonoz

Yazı gezinmesi

Previous Post: SALGINLARA KARŞI TEK YOL: BAĞIMSIZ VETERİNER OTORİTESİ VE TEK SAĞLIK

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

  • ZOONOTİK HASTALIKLAR ALARM VERİYOR: TÜRKİYE’DE TEK SAĞLIK ŞART!
  • SALGINLARA KARŞI TEK YOL: BAĞIMSIZ VETERİNER OTORİTESİ VE TEK SAĞLIK
  • TORBA YASA HAYVAN SAĞLIĞINI, GIDA GÜVENLİĞİNİ VE TEK SAĞLIK YAKLAŞIMINI TEHDİT EDİYOR!
  • KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ: KAYNAK ODAKLI MÜCADELE VE TEK SAĞLIK ZORUNLULUĞU
  • DÜNYA HAYVAN SAĞLIĞI 2025 RAPORU IŞIĞINDA VETERİNER HEKİMLİK VE TEK SAĞLIK YAKLAŞIMI

Arşivler

  • Temmuz 2025
  • Haziran 2025
  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Mayıs 2023
  • Nisan 2023
  • Mart 2023
  • Şubat 2023
  • Ocak 2023
  • Kasım 2022
  • Ekim 2022
  • Aralık 2021
  • Ekim 2021
  • Temmuz 2021
  • Haziran 2021
  • Mayıs 2021

Kategoriler

  • Basın Açıklamaları
  • Deprem
  • Dünya Veteriner Hekimler Günü
  • Ecohealth
  • Gıda Güvencesi
  • Gıda Güvenliği
  • Haber
  • Hayvan Hakları, Hayvan Refahı ve Çevre
  • Hayvan Sağlığı
  • One Health
  • Tarım
  • Tek Sağlık
  • Toplumsal Çalışmalar
  • Veteriner Halk Sağlığı
  • Veteriner Hekimlik Uygulamaları
  • Veteriner Otorite Şart
  • Zoonozlar

Üst veri

  • Oturum aç
  • Kayıt akışı
  • Yorum akışı
  • WordPress.org

Yazışma Adresimiz: Dikilitaş Mah. Zambak Sok. No:5/A Beşiktaş/İSTANBUL

Powered by PressBook WordPress theme