Kuduz, belirtiler ortaya çıktığında ölüm oranı neredeyse %100 olan ve dünyada her yıl 59.000 kişinin hayatına mal olan en ölümcül zoonotik hastalıklardan biridir. Hayvanlardan insanlara genellikle ısırık veya çizik yoluyla bulaşan bu viral hastalık, merkezi sinir sistemine saldırarak tedavi edilmediğinde ölüme neden olur. Klinik belirtiler ortaya çıktıktan sonra kuduzun tedavisi yoktur; ancak hastalık tamamen önlenebilir bir halk sağlığı sorunudur. Kuduzu önlemenin en etkili yolu aşılama olup, bu hem insanlar hem de virüsü insanlara bulaştırma potansiyeli taşıyan evcil hayvanlar için hayati önem taşımaktadır.
2007’den beri her 28 Eylül’de kutlanan Dünya Kuduz Günü, hastalığın önlenebilirliğine dikkat çekmek, farkındalık yaratmak ve küresel eylemi hızlandırmayı amaçlamaktadır. 2025 Dünya Kuduz Günü’nün teması olan “Şimdi Harekete Geç: Sen, Ben, Toplum”, köpek kaynaklı kuduzun yayılmasını durdurmak için bireysel ve ortak sorumluluklarımızı hatırlatmaktadır. Temada ilk kez “kuduz” kelimesine yer verilmemesi, artık meselenin yalnızca bir hastalık değil, topyekûn bir toplumsal seferberlik ihtiyacı olduğunu göstermektedir.
Kuduz, her dokuz dakikada bir can almaya devam etse de, bu ölümlerin tamamı önlenebilir. 2025 yılı, 2030 hedefine giden yolda kritik bir dönemeçtir. “Şimdi” vurgusu, bu zaman baskısını yansıtmaktadır.
Bu mücadele yalnızca bir bakanlığın ya da bir meslek grubunun sorumluluğu değildir:
- Sen: Evcil hayvanını aşılat, kuduzdan korunma yollarını öğren, ısırık durumunda hemen sağlık kuruluşuna başvur.
- Ben: (Veteriner hekim, doktor, öğretmen, yerel yönetici olarak) Toplumu bilgilendir, örnek ol, politika yapıcılara sesini duyur.
- Toplum: Yerel yönetimler, STK’lar ve meslek odaları olarak aşı kampanyaları düzenleyin, farkındalık yaratın, koordineli çalışın.
Türkiye’de kuduz, hem kırsal bölgelerde, hem de kentlerde halk sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturmaya devam etmektedir. Kuduzla etkin mücadele, ancak insan, hayvan ve çevre sağlığını bir bütün olarak ele alan Tek Sağlık yaklaşımıyla mümkündür. Ancak bu yaklaşımın karar alma mekanizmalarına yansımasının önünde bazı yapısal engeller bulunmaktadır:
- Kurumsal Zafiyet: Türkiye’de bağımsız ve yetkili bir resmi veteriner otoritesinin bulunmaması, hayvan sağlığı ile halk sağlığı arasındaki köprüyü zayıflatmaktadır. Oysa pek çok ülkede kuduz eliminasyonu ve zoonotik hastalıkların kontrolü, doğrudan yetkiye sahip bağımsız resmi veteriner otoriteleri tarafından yürütülmektedir.
- Koordinasyon Eksikliği: İnsan ve hayvan sağlığı, hatta hayvan sağlığının merkezi ve yerel birimleri arasındaki iş birliği sürdürülebilir ve kurumsal bir yapıya kavuşturulamamıştır.
- Mevzuat ve Strateji Eksikliği: Tek Sağlık politikalarının uygulanmasını sağlayacak yasal ve idari düzenlemeler sınırlı kalmaktadır.
Oysa kuduz, aşıyla önlenebilir bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), FAO, WOAH ve Küresel Kuduz Kontrol İttifakı (GARC) tarafından hazırlanan “30’a Sıfır: Küresel Stratejik Planı”, Tek Sağlık yaklaşımını temel alarak ülkelerin bu hedefe ulaşması için somut bir yol sunmaktadır. Türkiye’nin bu küresel plana entegre olması ve ulusal düzeyde koordinasyonu sağlaması kritik önemdedir.
Bu noktada, 2025 yılında düzenlenen 4. Tarım ve Orman Şûrası Sonuç Bildirgesi’nin 24. maddesi yol gösterici bir rehber niteliğindedir. “Tek sağlık yaklaşımı çerçevesinde, gıdalardaki antibiyotik ve pestisit kalıntısının önlenmesi için çok disiplinli ve etkin mücadele sağlanmalı, ulusal tek sağlık politika ve stratejileri için mevzuat ve altyapı çalışmaları gerçekleştirilmesi, ilgili paydaşların katılımı ile ‘Ulusal Tek Sağlık Koordinasyon Kurulu’ oluşturulmalı, tek sağlık eğitim programları yaygınlaştırılmalı.” Bu öneri yalnızca gıda güvenliği için değil; kuduz dahil tüm zoonotik hastalıkların kontrolü, antibiyotik direncinin önlenmesi ve toplum sağlığının korunması açısından da bir ulusal yol haritası niteliği taşımaktadır. Ancak bugüne kadar bu kararların hayata geçirilememiş olması, kuduz eliminasyonunda yaşanan gecikmelerin temel nedenlerinden biridir.
Türkiye’nin, 2030 yılına kadar köpek kaynaklı kuduzu ortadan kaldırma küresel hedefine ulaşması, bu yapısal sorunların çözülmesine ve acilen hayata geçirilecek bir Ulusal Kuduz Eliminasyon Eylem Planına bağlıdır.
Veteriner Halk Sağlığı Derneği olarak önerilerimiz;
- Köpeklerin kitlesel aşılama kampanyaları kesintisiz sürdürülmelidir.
- Kuduz vakaları düzenli olarak izlenmeli ve şeffaf şekilde raporlanmalıdır.
- Bağımsız ve yetkili bir Ulusal Tek Sağlık Koordinasyon Kurulu kurulmalıdır.
- Bağımsız bir Veteriner Otoritesi oluşturulmalı, hayvan sağlığı-halk sağlığı köprüsü kurumsal güvence altına alınmalıdır.
- Tek Sağlık eğitim programları yaygınlaştırılmalı; veteriner hekimler, tabipler ve diğer sağlık çalışanları birlikte eğitim almalıdır.
- Merkezi idare, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları arasındaki iletişim, işbirliği ve koordinasyon arttırılmalıdır.
Unutmayalım: Kuduzun ortadan kaldırılması, Tek Sağlık işbirliği için bir modeldir. Türkiye, gerekli kurumsal adımları attığı takdirde bu başarıya imza atabilecek kapasiteye sahiptir. Şimdi harekete geçmezsek, 2030 hedefini yakalama şansımız yoktur.
Gelin, kuduzu tarihe gömelim ve Tek Sağlık hedefini hep birlikte hayata geçirelim.